Yüzme Sporunda Gurur
Ebeveynler (aileler) ve yaş grubu yüzücüleri (çocukları) arasındaki ilişkiye antrenörün bakış açısı.
Geçen 25 yıl boyunca genç yüzücülere antrenörlük yapmaktan, çok farklı bir şeref duydum. Antrenörlük kariyerim esnasında gerek antrenmanlarda gerekse yarışmalarda çok farklı ebeveyn yapıları ile karşılaştım. Bu makale benim yüzme dünyası ve ebevenler ile ilgili görüşlerimi yansıtmaktadır.
Benim inancıma göre dünyada çocuk yetiştirmekten daha zor ve ödüllendirilmesi gereken başka bir iş yoktur. Ebeveynler çocuklarının olgunlaşma sürecinde onlar için en yüce beklentiler ve en büyük ilgi ile doludurlar.
Çocuklarımızın ilk büyük hedefe ulaşmasının verdiği duygular ve hazlar ne büyüktür.
Çocuğunuzun başarısı ile gurur duymak ve paylaşmak doğal bir duygudur. Her anne ve baba çocuğunun şereflendirilmesinden ve ödüllendirilmesinden dolayı bu duyguları çok derinden hissetmektedir.
Bir antrenör olarak yüzücülerimin ilerlemelerinden dolayı tarifi mümkün olmayan güzel duyguları sık sık yaşıyorum. Bu duygular çok güçlü ve çekicidir.
Öyleyse iyi bir yüzücü velisi olmak için ne yapmalıdır?
Bir çok genç yüzücümüz, anne ve babaları tarafından iyi niyetli oldukları halde aşırı zorlanmadan dolayı sporun dışına itiliyorlar. Bu tür anne-babalar "gücün karanlık yüzü" bir başka deyişle kontrol edilemeyen ebeveyn gururu tarafından baştan çıkartılıyorlar.
Bazı anne-babalar suyun içinde kendilerinin yarıştıklarını zannediyorlar. Sanki yarış sonuçları kendilerini utandıracakmış, yüzlerini kızartacakmış gibi davranıyorlar.
Bir antrenör olarak ebeveynlerde gördüğüm en tehlikeli ve yıkıcı olan davranışlar çocuğun performansından kaynaklanan ve tekrar tekrar yaşanan hayal kırıklığı sonucunda meydana gelen davranışlardır.
Halbuki yüzmenin eğlenceli olduğu düşünülür. Kariyerim süresince çok iyi olabilecek beceri ve yetenek sahibi yüzücülerin ebeveynlerinin göstermiş olduğu gayret ve aşırı ilgi sonucunda aşamalı olarak yok olduklarına tanık oldum (bunların bazıları benim takımımdaydı).
Çok üzüntü verici fakat, bundan kaçınılabilir.
Sporda çocuğun gelişim süreci ile deneyim kazanmış kıdemli ailelerin yetiştiğini görmek çok ilginç. Başlangıçta genç yüzücüler ne zorlanıyor ne de daha fazlasını yapmaları için baskı uygulanıyor. Çünkü yüzmeyi sadece bir eğlence olarak görüyorlar. Hayat son derece basit ve herkes mutlu.
Yüzücü genel standartlarda ilk büyük derecesine ulaştığı zaman kader günü gelmiştir. Yaşam aile için değişmek üzeredir. Belki de anne ve baba bir kronometre satın alacaklar veya daha kötüsü bir kamera alacaklar.
Spora karşı oluşan bu artan ilgi illaki kötü birşey olması anlamına gelmemeli. Bütün bu olanlardan dolayı aile yüzmeye daha çok odaklaşır. Yüzme zamanları ilerler, yüzücü sporu sever, büyük arkadaşlıklar kurar ve sağlıklı büyürler.
Fakat dikkatli olun, aşırı zorlayıcı ve itekleyici veliler ile destekleyici, eğitici aileler arasında ince nokta son derece hassastır.
Eğer yüzücülerin doğuştan sahip oldukları yeteneklerin geliştirilmesi isteniyorsa aileler destekleyici olmak zorunda. Destekleyici aile yapısı nasıldır?
Nasıl davranırlar? Öncelikle şunu söyleyeyim, destekleyici aile bilir ki yüzücü her yarışında en iyi zamanını geliştirecek diye bir kural yoktur.
Kendi çocukları yarışı kazanmasa bile onları cesaretlendirici ve moral vericidirler. Çocuklarını dinlerler. Destekleyici aileler bilirler ki, kendileri antrenör değildir, antrenörün destekleyicisidirler.
Yıkıcı aile yapısı nasıldır, nasıl davranırlar?
Kimlerden bahsettiğimi biliyorsunuz, çocukların antrenörlerinin yeterli olmadıkları konusunda ikna ederler.
Eğer bu konuda bir şans elde ederlerse kendi istekleri doğrultusunda değiştirmeye çalışırlar. Çok gürültücüdürler, kaba sözler kullanırlar, zorlayıcıdırlar, yarış sekreterlerinin en kötü kabuslarıdır.
Bir antrenör olarak bu tip aileleri idare edilmesi güç kişiler olarak görüyorum. Şansıma bu tip ailelerin sayısı oldukça az.
Üst düzeyde yarışmacı olmak için gerekli kuvvet ve koordinasyonun geliştirilmesi çok uzun zaman alır. Destekleyici aileler bunu bilirler.
Yıkıcı aileler bunu bu şekilde yapmazlar her şeyin bir anda olmasını isterler. Çocuklarının 10 yaşında olması onlar için birşey ifade etmez.
Onlar için önemli olan tek şey şampiyon olmak, rekor kırmak, milli takıma seçilmek, sonucu ne olursa olsun yarışmak.
Yüzücü ailesi olmak çok sabır gerektirir. Bilinçli planlanmış, uzun, inişli çıkışlı, son derece nazik ve acele edilmemesi gereken bir konudur....
Yazar: DON GARMAN Çeviri: Haydar KAYNAK